KIZILSEKİ KÖYÜ
Kızılseki köyü kahraman maraş merkez köylerinden olup, uzaklığı yaklaşık 30 km civarındadır.
Yalancı cennet olarak yorumladığım kızılseki, her türlü imkâna sahip olup, gerek ekenomisi, gerek kültürü, gerekse siyasi bir yapısı vardır.
kızılseki köyü adını: Toprağının kızıl(terre rossa) ve baraj seviyesinden yükseldikçe seki hakinde olmasındandolayı Kızılseki diya anılmaktadır.
geçmişi hakkında bilgi bulunamamaktadır.
iklim özelliği bakımından akdeniz iklimine sahip olup, buna paralel olarak toprağı Terre Rossa ve bitki örtüsüde makidir.(boyları 1-1,5cm yi aşmayan bodur çalılıklar).
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Bağcılık ve zeytincilik gelişmektedir. ağaç oymacılığı meşhurdur. 1985.
1adet atölyeyl başladığı ceviz ağacılığı. oyma sandıklara şuanda 25 atölyeyle devam etmekte olup aylık 1500.adet sandık üretilmek tedir .
Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy Muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır.
Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları:
Seçim: Yılı Muhtar
2004: Zekeriya Dağ
1999: Ali CEYHAN(bal ali)
1994: Ali CEYHAN (bal ali)
1989: Ahmet Ünalan(Cerit Ahmet)
1984: Hanifi Çalışır(Hanefi kahya)
Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur.
PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı vardır ancak sağlık evi yoktur.
Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
İki adet camii ve camii lojmanı vardır.
ulaşım imkanı kolay olup BARAJ YOLU adlı kooperatif imkanıyla sağlanmaktadır.
2008 yılında kurulan alabalık tesisi ile de turizm yönü gelişmiştir.
kızılseki köyünde insanlara kendi adlarıyla değil de. lakaplarıyla hitap ederler(Bal Ali,Mınık Musa,çoban kahya,Ahmet ağa,apış Ahmet,kör çavuş,hızarcı durdu ....)
kabileleride unutmamak gerekiyor. bu kabilelerin de ayrı ayrı adları vardır.(mınıklar,ballar, karacalar,Memişler,hızarcılar, eddürüşler,...........)
Sınır komşuları ise: Doğusunda Öşlü köyü, Güney doğusunda Hartlap köyü, Güneyinde karadere kasabası, batısında ise döngele kasabası bulunmaktadır.
MEHMET KALUMAN
MARAŞ DESTANI
Büyüklerin içini titretirken anışı,
Benliğimde duyardım intikam uyanışı
Nasıl Siper olmuştu yurda gövde, kel ve baş
Hatıran en ulvidir, Ölmez kahraman Maraş.
Cihan yakan ateş En son bizi yakmıştı,
Yenilmez milletimiz silahı bırakmıştı
Kesilir sanmışlardı Türkün azimkar sesi
Düşmanlara hız verdi Mondros mütarekesi.
Tarihe açılıyor derlerken yeni bir devr,
Kollarımız bağlandı ve imzalandı sevr,
Kahredici bir elin imza attığı kağıt
Milletine vermişti hiç dinmeyen bir ağıt
Akıyordu dört yandan yurda düşman sanki sel,
Sarıyordu vatanı hain, canavar bir el
Her taraftan üşüştü düşmanlar alay alay
Zannettiler ki söner tarih yapan yıldız, Ay
İstanbulu, İzmiri, daha nereleri var
Kapış, kapış edildi yaralı olan diyar,
Haykırdılar cihana, Kırdık Türkün belini,
Bin asırlık ejderin getirdik ecelini.
Binbir türlü entirika, Binbir türlü emelle,
Yakalanır sandılar Türk denen ejder elle.
Esirlik yazmamıştı Türk’e taptığı ilah,
İmandı ona kuvvet, İnamdı ona silah.
Hürra sedalarile mahzun ettiler ayı.
Sandılat biersuy yapmaz başı bozuk alayı.
Bastıkları yerlere dikerek zafer taşı,
Birgün işkal ettiler böylelikle Maraş’ı
Maraşlının bağrında bir alev oldu o an.
Evliyalar yurduna kahbeler doldu o an.
Kollarını sallayıp gezdiler sokak sokak;
Mazlumlara zulmedip ezdiler sokak, sokak,
İndirdiler kaleden kahraman yıldız, Ayı,
Astılar şevk içimde paçavrayı.
Gözleri kan bürüdü, kalpler kor oldu o an.
Hücum marşını çaldı evvela sütçü İmam
Allah, Allah diyerek Maraşlı
Ölümü hiçe saymış, Koşuyordu Maraşlı
Vatanın siperiydi, Her bir gövde, kol ve baş
Fedailer yatağı oldu Kahraman Maraş.
Türkün ölmezliğinim geldi, haykırmak çağı.
Hainleri yok etmek, vurmak ve kırmak çağı.
Sardı etrafı bütün bu ateşin alevi,
Düşmana mezar oldu Maraş’ın her bir evi.
Baba, oğul, kadın, kız döğüştüler başbaşa,
Sarıldılar sopaya, kazmaya, bele, taşa.
Binbir ölüm saçtılar düşmanın tepesine,
Kaçacak yer aradı hainler sine sine,
Mehmet hiç düşünürmü üç günlük Fatmasını,
Anne gömdü bağrına seferberlik yazısını.
Evlet yetiştirmişti ölmek için bu güne,
Nişanlısı cephede hiç dururmuydu Döne.
Yediden yetmişe de, dövüştü baba, kardeş,
Yağdırdılar düşmana bin bir ölüm ve ateş,
Ne destanlar haykırır dile gelirse taşı,
Bir avuçta kurtardı Maraşlılar Maraş’ı.
Her kahraman sanki bir efsaneden tufandı.
Ecdadının durmayın, vurun dediği andı.
Her tepesi bir kal’a her taşı bir mezardı,
Yurdunu çiğnetmek Türke ardı.
Ey gözü yaşlı baba, beli bükülmüş Nine,
Sil gözünün yaşını bak, yurdunun haline
Tarihin bağrına düşmüş şehit oğlun uyanıyor.
Türklük tek tab olmuş, hepsi şehidini anıyor.
Ey mezarı tarihin sinemi olan yiğit,
Ey milletin kalbinde imanı bulan yiğit;
Her adımda diksekte senin için binbir taş.
Hatıran ebedidir, Abide olmuş Maraş.
Ey şehit oğlu Asker, hiç düşünme babanı,
Mukaddes yurda aktı onun mübarek kanı.
Bu toprak yalnız seni şehit baban şad olsun,
On iki Şubat sana mukaddes bir yad olsun.